15 Aralık 2020 Salı

Reisin Sahtekârları

Blogdaki diğer yayınlardan bilindiği üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünde (AYGM) görevli olduğum işteki suçlar hakkında 09.04.2019 tarihli müracaatlarım ilgili mercilere yapılmıştır. Bu merciler arasında bulunan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına (VDKB) yaptığım bildirimimde ise muhbirin tercihe bağlı ihbar ikramiyesi talebinde bulunulmuştur. Yani 1905 sayılı Kanunun 6’ncı maddesine göre muhbirlik yapan memur (şahsım) uyanık bir davranış sergilemiştir. Bu sayede kamu sözleşmesinde gerçekleştirilen ve Sayıştay Başkanlığı 2019 UAB raporuna göre sahte faturalarla ilgili “avans tutarının 3 yıl 4 ayı aşkın bir süre boyunca yüklenici tarafından haksız olarak kullanıldığı” tespit edilen sahtecilikte VDKB’nin sahte faturalardan daha kötü bir rapor hazırladığı görülmüştür. Rapor, sahtekârları korumak isterken sahte fatura düzenlenmesini meşrulaştıracak yöntemler oluşturmuştur.

Sahtekârların korunduğu ve tarafımın mağdur edildiği rapor yüzünden Ankara 5. Vergi Mahkemesi Başkanlığında 2020/1622 esas numaralı dava görülmektedir. Sahtekârların vergi müfettişlerince suç işlemek suretiyle korunduğu VDKB’nın bazı raporlarında “Gizli” ibaresi olması nedeniyle şimdilik buraya konulmamıştır. Ancak davalı Hazine ve Maliye Bakanlığının “İlk Savunma Dilekçesi” ile bu dilekçe ve raporların ele alındığı, raporda gerçekleşen suç iddialarına yönelik gerekçelerin belirtildiği ve sahte fatura düzenlemeyi meşrulaştıracak hususların detaylıca anlatıldığı cevabi dilekçe burada paylaşılmıştır. 

3 Eylül 2020 Perşembe

Adalet Sarayının Güncel Fonksiyonu

Adalet, vatandaşların birbirlerinin hak ve hukukunu gözeterek yaşamasını sağlayan bir kavram. Bunun tecelli edeceği yer de adalet sarayı. Adalet sarayındaki birimler adaletin gerçekleşmemesi yönünde bir iradesi olursa adaletin katledilmesi kaçınılmazdır. Başlarına silah dayanmadığına göre sadece baskıyla, kişisel beklentilerle veya devletten farklı bir şeye hizmet ettiği düşüncesiyle gerçekleşen adaletsizlikler yargı erkinin vicdan ve erdem noksanlıkları yüzünden vücut bulmaktadır.

Gerekçeleriyle beraber müracaatını yaptığım belgeli ve belgesiz (sadece YSS Köprüsü yolsuzluğu basından elde edilen bilgiye dayanmış ancak anılan suç görevimle bağlantılı olmasının yanı sıra normal zekâ seviyesinde birinin anlayabileceği bir suçtur) suçların savcılık makamınca rahatlıkla örtbas edilebileceği aklımın ucundan dahi geçmemiştir. Ancak AkPartiden önce örtbas mahkemede aklanma yoluyla gerçekleşirken şimdi savcılık makamı suçu mahkemeye göndermeyerek cezadan arındırma yolunu benimsemiştir!

24 Ağustos 2020 Pazartesi

Gebze-Orhangazi-İzmir (G-O-İ) Otoyolu Yolsuzluğu

Eski Bakan Turhan tarafından gerçekleştirilen ve blogda açıklanan Yavuz Sultan Selim (YSS) Köprüsü yolsuzluğu savcılık tarafından örtbas edilerek devam etmektedir. G-O-İ Otoyolu Görevli Şirketinin talebi ise TEBA Haber'den aktarılan habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından (bkz. dipnot) kabul edilmiştir.

31 Mayıs 2020 Pazar

Tanıdığın Sahtekârlığı -2 (34.445.119,21 €’luk Sahte Fatura ve Sahte YKK’ları)

Bir önceki yazıda Sabiha Gökçen Metrosu Yüklenicisi adi ortağı Çelikler Holdingin (YSE) Erdoğan’la tanışlığına, işlediği suçlara ve holdingin tehditlerine değinilmiştir. Tanıdık olması ve kurumların tehditlere boyun eğebilmesi nedeniyle sahte Yönetim Kurulu Kararlarında imzası olan patronların kurtarılmasının kesinleştiği aktarılmıştır. Tanıdık, bu kurtarılma için başta Erdoğan olmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e minnet ve şükran duymaktadır. Yüklenici, aslı gibidir yapılan sahte faturaların mali cezasından da kurtulmuştur. Bu kurtuluş için tabii ki Erdoğan başta olmak üzere Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına ve damat Berat Albayrak’a da minnet ve şükran duymaktadır. Cezadan kurtuluşları farklı bir okumayla söylersek; her türlü sahtekârlığı yapmanıza, devleti tehdit etmenize karşın Erdoğan’ın tanıdığıysanız size hiçbir şey olmaz. Çünkü Erdoğan sizin suçlarınıza değil bağlılığınıza ve faydanıza bakar! Cezayı uygulaması gereken memurlar arasında da maalesef devlete hizmet eden memur fazla bulunmamaktadır.

Yazının devamı olan bu bölümünde aslı gibidir yapılan sahte faturaların halka kesinlikle izah edilemeyeceği, eski Bakan Turhan’ın sadece bu faturalara ilişkin işlem yapmamasının kendisini Yüce Divana sevk ettirmeye yeteceği üzerinde durulacaktır. Bildiğiniz üzere 28.03.2020 tarihinde bilinmeyen (!) bir nedenle görevden alınan Turhan hakkında hiçbir basın mensubunun paylaşamadığı 13.03.2020 tarihli suç duyurusu bulunulmaktadır. Adalet Sarayları arınma saraylarına dönüştüğünden suç duyurusu hakkında takipsizlik kararı alınarak örtbas edilmiştir. Suç duyurusunun hazırlanmasına yol açan suç ise tanıdık holdingin akılsızca ürettiği ve özellikle aslı gibidir yapılan sahte faturalardır. Suç duyurusunun açıklamalarından biri olan “Açıklama 21 b, Aslı Gibidir, Avans, Rusvet, Devletin Soyulması (Kamu Zararları)” notunun 2’nci maddesi sahte fatura ve sahte Yönetim Kurulu Kararlarını konu edinmektedir.

27 Mayıs 2020 Çarşamba

Tanıdığın Sahtekârlığı -1 (34.445.119,21 €’luk Sahte Fatura ve Sahte YKK'ları)

Termik santrallerin baca gazı filtreleri için 2013’te getirilen çevreye uyum zorunluluğu üç kez ertelenmesine karşın meclis, 21 Kasım 2019 tarihinde dördüncü kez ertelenmek için yasa değişikliğine gitti. Halkın sağlığını dikkate almayan işletmelere bir kez daha yapılan erteleme toplumda rahatsızlık uyandırdığından değişiklik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk vetosuna muhatap oldu. AkParti ve MHP oylarıyla meclisten geçen kanun değişikliğinde Erdoğan’a kurtarıcı pozisyonunu vermek için kızgın Cumhurbaşkanının telefon görüşmesi bir makale ile kamuoyuna aktarıldı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı merkez birimlerinden olan Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünün (AYGM) yürüttüğü Sabiha Gökçen Metrosu işinde iki adet sahte Yönetim Kurulu Kararı, 34.445.119,21 €’luk sahte fatura, sahte geçici görevlendirme belgeleri ve başka bir konuda sahtecilik yapılmıştır. Sahtecilik yapmakta maharetini sergileyen holdinge olan sevgi ve muhabbet işte bu makalede gün yüzüne çıkmıştır. Kamu sözleşmesinde sahtecilik yapılmasına karşın devlette çeşitli görevlilerin örtbas etmek için birbiriyle yarışması doğal olarak bu sevgi ve muhabbete, yani Erdoğan’ın tanışlığına dayanmaktadır.

21 Mayıs 2020 Perşembe

Yavuz Sultan Selim Köprüsü Yolsuzluğu (Taslak Sayıştay Raporuna Göre Revize)

Bu yazı eski Bakan M. Cahit Turhan hakkında 13.03.2020 tarihli suç duyurusunun 9 ve 10’uncu maddelerinde geçen Yavuz Sultan Selim Köprüsü Yolsuzluğuna (Görevli Şirkete çıkar sağlamak) dairdir. Savcılığa verilmiş ve hâlâ hiçbir işlem yapılmamış açıklamanın 4.4’üncü maddesinde geçmektedir.

Bildiğiniz üzere Adaleti katleden Partinin (AkParti) iktidarı süresince çorba parası, bıçak parası gibi doğrudan halktan alınan çirkinlikler tarihe karışmıştır. Ancak yüklenicilerle yüz yüze olan ve devleti soymanın aracı haline dönmüş kurumlar (eski çalıştığım AYGM gibi) ise rüşvet bataklığına dönüşmüştür. Suç duyurusunun 6 ve 7’nci maddelerinden görüleceği üzere devletin bir bakanı rüşvet alanları teşvik etmekle, rüşvet suçunu işlediğine yönelik iddia edilen makamın suçunu kayırmakla suçlanır hale gelmiştir. AYGM gibi yüklenicilerle yüz yüze olan KGM’nin yaklaşık 10 sene Genel Müdürlüğünü yapan ve 28.03.2020 tarihinde bilinmeyen (!) bir nedenle görevden alınan M. Cahit Turhan’ı gelecek nesiller doğal olarak tek bir icraatıyla tanıyacaktır: Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve diğer YİD modellerindeki yolsuzluklar.


12 Mayıs 2020 Salı

Avrasya Tüneli Dolandırıcılığı (+181 MİLYON $)

Öncelikle bu yazı 13.03.2020 tarihli ve 2020/61605 soruşturma numaralı dosyanın konusudur. Savcılığa verilmiş açıklamanın 4.7'nci başlığından görüleceği üzere dosya konusu yalnızca YEDİ sayfadan ibarettir. Yayım günü itibariyle aradan iki ayı aşkın bir süre geçmesine karşın devlet ve halkın çıkarlarını korumakla, işlenmekte olan bir suça engel olmakla görevli savcılığımız konuya el atamadığından (!) halkımızın dolandırılması devam etmektedir.

Maalesef koronavirüs gibi bir beladan muzdarip ülkemizde savcılığımız kamu idaresinin dahli bulunduğu iddia edilen 1,2 MİLYAR TL’lik (85.757.024 TL + en az 165.423.602 $ en fazla 253.533.178 $) dolandırıcılığa ivedilikle el atmaktan ziyade muhaliflerin konuşmaları veya soysal medya paylaşımlarına yönelik işlem yapmayı öncelikli görev bellemiştir. Savcılık, Erdoğan’ın tanıdığı Yüklenici’nin sahteciliğiyle ilgili 09.04.2019 tarihli ve 2019/63231 Soruşturma numaralı dosyadan verdiğim tüm eklerin doğru olduğunu, herhangi bir tahrifat yapmadığımı bilmektedir. Ancak Uygulama Sözleşmesi ve İşletme Protokolünün tüm dijitalleri verilmesine karşın üç maddeye konu dolandırıcılık hâlâ devam etmektedir.  Dolandırıcılığın savcılık ve doğal olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) bilgisi dâhilinde devam etmesi nedeniyle başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Adil Karaismailoğlu, Abdülhamit Gül ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığını tebrik ediyorum; adaleti katletmişsiniz…

 

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Avrasya Tüneli Geçiş Ücreti Artışları -2

Bir önceki yazıda Avrasya Tüneli geçiş ücretinin 2,54 $ + KDV’den 4,00 $ + KDV’ye artışı ve bu artışlarda halkın ve devletin çıkarlarının kesinlikle düşünülmediği açıklanmıştır. Bu yazıda ise geçiş ücretinin 4,60 $ + KDV’ye artışı verilecek, 2007 ve 2012 yıllarından itibaren halk düşünülerek karar alınsaydı oluşacak ücret ve garantilerin durumu mevcut durumla kıyaslanacaktır.

Bildiğiniz üzere AYGM 2007 yılında geçiş ücreti 2,54 $ + KDV’den önce 3,00 $ + KDV’ye sonra 4,00 $ + KDV’ye çıkararak hizmet kullanıcılarının yükümlülüğü geçiş başına %57,5 oranında arttırmıştır. 2012 yılında ise aynı gün çıkan iki Olur’la Görevli Şirketin çıkarlarına hizmet edilmiştir. Bu iki Olur’dan bir tanesi maliyet artışı kaynaklı %15’lik artışın ücreti arttırmak için kullanılmasına dayanır. Üstelik İdare bu artışı Görevli Şirkete daha az gelir bırakılacağı şeklinde art niyetli bir hesap raporu düzenleyerek verir. Diğer Olur ise KDV istisnasından yararlanılması (yatırım ve işletme döneminde istisna kaynaklı azalış) kaynaklı %5,7’lik azalışa dairdir. Toplam yatırım bedelindeki azalışta maliyet artış Olur’unda olduğu gibi geçiş ücretinde azalış yapılacağı beklenilebilir. Ancak %5,7’lik azalışa dair Olur ile geçiş ücretine dokunulmamıştır; işletme süresi kısaltılmıştır…

30 Nisan 2020 Perşembe

Avrasya Tüneli Geçiş Ücreti Artışları -1


Bu yazı serisinde Avrasya Tüneli geçiş ücretinin 2,54 $ + KDV’den 4,60 $ + KDV’ye artışı ele alınacaktır. Geçiş ücretinde nihai olarak %81,1 oranına ulaşan artışta halkın ve devletin çıkarları kesinlikle düşünülmemiştir. Uzunluk sebebiyle yazının konusu ücretin 4,00 $ + KDV’ye kadar arttırılmasıyla sınırlı tutulmuştur.

Öncelikle şu anda geçiş ücreti hesabı yapılan ücret 4,60 $’dır. Bu bedel üzerinden enflasyon uyarlaması (eskalasyon) yapılarak geçiş ücreti bulunmaktadır.  2020 yılı geçiş ücreti mevcut uygulamaya göre 5,66 $ üzerinden TL’ye çevrilmiştir. Ücretin ABD dolarına endeksli olmasına karşın eskalasyon yapılması kimilerine doğru gelmese dahi bu, mühendislik açısından yanlış görülemez. Eskalasyon değişikliği süreci ve koşullarında çeşitli yanlışlar yapılmasına karşın yazıda bunlara girilmeyecektir. Ancak burada anlatılanların detayları savcılığa verilen açıklamada izah edilmiştir. Linkteki çalışma YİD modelinde yapılan hataları ve Avrasya Tüneli dolandırıcılığını açıklamakla beraber Bakan Mehmet Cahit Turhan’ın gerçekleştirdiği kamu zararı ve yolsuzluğa ilişkin suç duyurusu dilekçesinin detaylı izahıdır.

26 Nisan 2020 Pazar

Doküman (AYGM’de Gerçekleşen Çeşitli Suçları İçerir)


Doküman, 09.04.2019 tarihinde devletin 5 kurumuyla paylaşılan 1.300 sayfalık çalışmanın ilk iki bölümüdür. Blogda adı sıkça geçecektir. 2016 yılında yazılmasına karar verilmiş olup, kurumda gerçekleşen ve kamu zararına yol açan suçlara dairdir. Çalıştığım kurum bir suç bataklığına dönüştüğünden en önemli kısmı bitmeden devletle paylaşılmıştır. En önemli kısım haliyle en fazla kamu zararına yol açan, yani devlette asıl soygunun gerçekleştiği konudur: İş artışları.

Rüşvete salaklık ölçüsünde bulaşmış personellerin üst makamlara atanması, kurumda şahsıma karşı budalaca davranılması, devletin kolaylıkla soyulması vb. hususlara dayanamamam nedeniyle 09.04.2019 tarihinde yapılan sunumda yalnızca ilk iki bölüm bulunmaktadır. Yaklaşık 550 sayfa olarak yazılmış 3. Bölüm temize çekilmediğinden verilmemiştir. Ancak kurumun (Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü; AYGM) Yüklenici’nin yaptığı soygunu eski çalışanların tüm çabasına rağmen daha da körüklemesi ve bunu Sayıştay Başkanlığına yalan beyanda bulunmaya kadar götürmesi üzerine Doküman’da 3. Bölümden kısmen bahsedilmiştir. Doküman’ın amacı, süreci, kurumdaki rezil rüşvet olayları, Sayıştay Başkanlığına yalan beyanda bulunulduğuna dair gerekçeler, Bakanların eleştirilmesi, AkParti seçim manifestosunun iğnelenmesi gibi konular Doküman’ın 137 – 191 sayfaları arasında yer almaktadır.

23 Nisan 2020 Perşembe

Blogun Amacı


Memuriyetimin beşinci yılında Sabiha Gökçen Metrosu Yüklenicisinin devleti soymaya yönelik cüretkârlığı karşısında bir hayli rahatsız oldum. Maalesef devleti soymak salatalık soymaktan daha kolay hale gelmesinin esas nedenini ıskalamışım. Çünkü başımızda yolsuzlukla mücadele ettiğini iddia eden bir lider vardı ve onu oyumla destekliyordum. Tabii Erdoğan’ın sözlerine inandığımdan devleti soyan firmalara ve devletin soyulmasına -karşılık alarak veya almayarak- rıza gösteren memurlara karşı bir memurun belgelere dayalı resmi suçlamaları yeter de artardı. Ancak 2016 yılında çıkmış olduğum yolculuğa ülkede adalet kalmadığından, muhalefet ve basının saçma sapan ilgisizliği, korkaklığı, inanmayışı veya riyakârlığı yüzünden yalnız başıma devam etmek zorundayım. 

Öncelikle blogda açıklanacak tüm suçlara yönelik resmi başvurular yapılmıştır. Rakamlar MİLYAR TL’ye ulaşacak kadar büyük olduğundan bahsedilecek suçların basında yer almaması, muhalefetin değinmemesi burada aktarılanları doğal olarak şüpheli hale getirmektedir. Bu kadar büyük rakamlar nasıl olur da basında yer almaz? Muhalefet nasıl olur da MİLYARLIK dolandırıcılık, MİLYARLIK yolsuzluk gibi konular olmasına karşın bunları kamuoyuyla paylaşmaz? İki soru da basit ve yerinde sorulardır. İktidarın suçları örtbas etmesi, suçluları koruması kendilerince anlamlı olmasına karşın örtbas edilen suçlara muhalefetin değinmemesi, muhalif basında ise konuların yer bulmaması anlamsızdır. Muhalefete gönül ve oy verenlerin sorgulaması gereken şey de bu anlamsızlıktır.