Bir önceki yazıda Avrasya Tüneli
geçiş ücretinin 2,54 $ + KDV’den 4,00 $ + KDV’ye artışı ve bu artışlarda halkın
ve devletin çıkarlarının kesinlikle düşünülmediği açıklanmıştır. Bu yazıda
ise geçiş ücretinin 4,60 $ + KDV’ye artışı verilecek, 2007 ve 2012 yıllarından
itibaren halk düşünülerek karar alınsaydı oluşacak ücret ve garantilerin durumu mevcut
durumla kıyaslanacaktır.
Bildiğiniz üzere AYGM 2007
yılında geçiş ücreti 2,54 $ + KDV’den önce 3,00 $ + KDV’ye sonra 4,00 $ +
KDV’ye çıkararak hizmet kullanıcılarının yükümlülüğü geçiş başına %57,5
oranında arttırmıştır. 2012 yılında ise aynı gün çıkan iki Olur’la Görevli
Şirketin çıkarlarına hizmet edilmiştir. Bu iki Olur’dan bir tanesi maliyet artışı
kaynaklı %15’lik artışın ücreti arttırmak için kullanılmasına dayanır. Üstelik
İdare bu artışı Görevli Şirkete daha az gelir bırakılacağı şeklinde art niyetli
bir hesap raporu düzenleyerek verir. Diğer Olur ise KDV istisnasından
yararlanılması (yatırım ve işletme döneminde istisna kaynaklı azalış) kaynaklı
%5,7’lik azalışa dairdir. Toplam yatırım bedelindeki azalışta maliyet artış
Olur’unda olduğu gibi geçiş ücretinde azalış yapılacağı beklenilebilir. Ancak
%5,7’lik azalışa dair Olur ile geçiş ücretine dokunulmamıştır; işletme süresi
kısaltılmıştır…
Savcılığa verilen açıklamadan
daha detaylı görüleceği üzere Uygulama Sözleşmesi maddesine göre “İşletme
Dönemi; tarafların haklarını koruyacak şekilde Maliyet Artışları’nın Toplam
Yatırım Maliyeti’ne oranı ölçüsünde uzatılır ve/veya araç geçiş ücreti yeniden
ayarlanır” hükmü ile maksimum %15 olarak öngörülmüş maliyet artışının oran
olarak işletme süresine ve/veya araç geçiş ücretine yansıtılacağı
belirlenmiştir. Ancak 10.12.2012 tarihli iki Genel Müdürlük Olur’unda kamu
yararı (projeyi kullanacak İstanbullu ve devlet) gözetilmediği gibi Görevli
Şirketin çıkarlarına göre artış/azalış gerçekleştirilmiştir.
Geçiş Ücreti Artışında Son Artış (4,60$) İle
KDV İndirimi Kaynaklı Değişiklikte Amaç
Maliyet artışından kaynaklanan
%15’lik artışın verildiği 10.12.2012-020555 sayılı Genel Müdürlük Olur’u ile geçiş
ücretinde artış gerçekleşirken KDV istisnasından yararlanılması (yatırım ve
işletme döneminde istisna kaynaklı azalış) kaynaklı %5,7’lik azalışın yapıldığı
10.12.2012-020550 sayılı Genel Müdürlük Olur’u ile ücretin azaltılması yerine
işletme süresi kısaltılmıştır.
İdarenin İstanbulluyu
ilgilendiren “Olur”larında bakkal hesabı yapıldığından burada da her vatandaşın
anlayacağı hesaplamalar verilecektir. Artış ve azalışın Görevli Şirket lehine
olduğu basit bir örnekle açıklanabilir. Bir alacaklının 1.000.000.000 $ alacağı
bulunmaktadır. Bu alacağını 10 sene içinde tahsil edecektir. Alacaklının elinde
iki seçenek bulunmaktadır. Bunlardan biri yıllık gelire oranla artış, diğeri
ise yıllık gelirini alacak süresi oranında uzatmaktır. Alacaklının gelirinde
meydana gelen azalışta da gelir artışındaki seçenekler mevcuttur. Aşağıdaki
şekillerde alacaklının gelirinde %10 artışa veya %5 azalışa dair şekiller
verilmiştir.
Şekil 1: Alacaklının %10’luk
Gelir Artışı Seçenekleri
Şekil 1’in her iki seçeneğinde
maddi olarak 1.100.000.000 $ alan alacaklı, Şekil 2’nin her iki seçeneğinde ise
950.000.000 $ almaktadır. Şekillerden görüleceği üzere alacaklı bir artış söz
konusu olduğunda Seçenek 1’i, azalış söz konusu olduğunda ise Seçenek 2’yi
tercih eder. Çünkü aynı miktarda bir gelir alacaksanız yıllara sari
taksitle almak, seneler sonra toptan almaktan iyidir. Keza aynı miktarda
bir gelir kaybınız varsa gelir kaybını yıllar sonraya bırakmak tercih edilir.
Bu tercihlerin nedeni aynı miktarda paranın ekonomik değerinin zamanla
erimesine (faiz, enflasyon) dayanır.
Yukarıdaki örneklerde alacaklı
olan Görevli Şirkettir. Ödemeyi yapacak olanlar ise Avrasya Tünelini kullanan
İstanbullu ve geçiş garantisinin karşılanmadığı kısım için devlettir. Devletin
bir kurumu olan AYGM; %15’lik maliyet artışı konusunda Seçenek 1’i, %5,7’lik
azalış konusunda Seçenek 2’yi seçmiştir! Bu
seçimler Görevli Şirketin yapacağı, İstanbullunun ve kamunun yapmayacağı
seçimlerdir.
10.12.2012-020555 sayılı Olur’un
(%15 artış) eki Hesap Raporunda imzası bulunan mühendislerin hesaplarındaki
hatalar bir yana hiçbir mühendis 25 yıl 11 aylık işletme süresinde faizi
hesaplamayı ihmal etmez. Çünkü ilgili personeller 2005 yılındaki fizibilite
raporunda %6,5’luk faizi hatırlamasalar (!) bile Görevli Şirketin yazısıyla
kredi faizinin ihale döneminde %8,5 düzeyinde olmasına karşın %7,71 düzeyine
inmiş olduğunu bilmektedir. Bu faizle bugünkü değer hesabı yapıldığında neden
geçiş ücretinin arttırılması istenildiği açıktır: Görevli Şirkete daha iyi bir gelir verilmek istenmektedir. KDV
istisnası kaynaklı azalış için de ücret azalışı yerine işletme süresinin
kısaltılmasındaki amaç da budur.
Bir şirket daha az gelir elde
ettiğim için ben bu alternatifi istiyorum der mi? AYGM’nin Olur eki
hesaplamasında (!) ulaşılan sonuç şudur: “Araç geçiş ücreti ayarlanması
halinde Görevli Şirkete; yukarıda sıralanan bedeller kadar az gelir bırakılmış
olacaktır.” Yani Görevli Şirket daha az gelir elde edeyim diye yazısında
geçiş ücretinin arttırılmasını istedi… Hesaplamadaki sonuca baktığınızda İdare kalkmış, Görevli Şirket’in daha az gelir elde edeceği bir sonuç kovalamış!
Tabii bir tiyatro oyunu sergilendiğinden Görevli Şirket, maliyet artışının
geçiş ücretine yansıtılması talebinin daha az gelir bırakılacağı sonucuyla
uygun görülmesine itiraz etmemiştir!
Sonuç olarak başlangıçta 2,54 $ +
KDV olarak belirlenmiş olan araç geçiş ücreti zeyilnameler ve 020555 sayılı
Olur ile KDV hariç 4,60 $’a çıkmıştır. Bu yüzden enflasyon uyarlamalarında
kullanılacak ücret 4,60 $ olmuştur. 020550 sayılı Olur’la da geçiş ücretini
azaltmak yerine işletme süresi kısaltılmıştır. Bu sayede geçebilirsen geç
ücreti haline gelmiş geçiş ücreti kesinleşmiştir. Ancak AYGM 10.12.2012
tarihinden iki gün önce imzalanan İşletme Protokolünde Görevli Şirkete başka
bir kıyak daha çekeyim derken bir sonraki yazıda konu edilecek Avrasya Tüneli
dolandırıcılığına sebebiyet vermiştir! İhale başlangıcında enflasyon uyarlaması
yapılacak yıl işletmeye açıldığı yılken (değişiklik olmasaydı 2017 olacaktı)
zeyilname ile 2008 yılına çekilmiştir. İşletme Protokolünde Görevli Şirkete bir
güzellik daha yapan AYGM, enflasyon uyarlaması yapılacak yılı 2007 yılına
çekerek ücret belirlemeyi ve dolayısıyla halkı dolandırmayı başaracaktır.
Aşağıdaki tablo AYGM’nin 10.12.2012 tarihinde karar
vermeden önce yapması gereken tablodur. Tablo, halkın
işletme süresinin sonuna kadar ne kadar ödeyeceğini ve Görevli Şirketin garanti
edilen araçtan ne kadar gelir elde edeceğini ortaya koymaktadır. Tabloda “Mevcut
İşletme Koşullarının Minimum Geliri” ile “2012 Yılında İstanbullu Düşünülseydi
İşletmenin Minimum Geliri” sütunları 2012 tarihli kararların etkisini açıkça
göstermektedir. 2012 sütunu 10.12.2012 tarihindeki iki Olur’da alınmış kararın
tam tersidir; maliyet artışı nedeniyle işletme süresini arttırılırken KDV
istisnası kaynaklı azalışta geçiş ücreti azaltılmıştır. Bu kararlara ilaveten “2007
Yılından İtibaren İstanbullu Düşünülseydi İşletmenin Minimum Geliri” sütunu
verilmiştir. Sütunda geçiş ücretini 2007 yılında 3 $’dan 4 $’a çıkarmak yerine araç geçiş
garantisi 33.250.000 adede çıkarılmış ve 2012’deki AYGM kararlarının tam tersi
uygulanmıştır.
Tablo 1: Mevcut İşletme Koşulları
ile 2007 veya 2012 Yıllarından İtibaren İstanbullu Düşünülseydi Oluşacak Geçiş
Ücretleri ve Garanti Bedellerinin Karşılaştırılması
İlk yıl garanti miktarları,
işletme süreleri ve enflasyon hesabı gibi detaylar açıklamada
bulunmaktadır. Tablodan görüleceği üzere her üç durumda garanti bedelleri 2017
yılı için 96 milyon $, 2018 yılı için 118 milyon $’dır. 2019 yılından itibaren
ise mevcut durum geliri 2007 ve 2012 gelirlerinden daha fazla olmakta ancak
işletme süresi erken bitmektedir. 2007 ve 2012 yıllarına ait gelirler
birbirleri ile aynı olsa dahi geçiş ücreti farklıdır. Oradaki fark (AYGM’nin
ücret arttırmasındaki amaç) bir önceki yazıda anlatıldığı üzere tünel
kapasitesinin sınırlandırılmamasına, garanti fazlası geçişlerden alınacak ücret
gelirlerine dayanmaktadır. Tablo 1'de tüm işletme süresince elde edilecek gelir iki şekilde
verilmiştir. Bunlardan biri kümülatif gelirdir. İkincisi ise mühendislerin,
finansçıların, yatırımcıların önemsediği bugünkü değerdir. Bugünkü değer bir
yatırımda alternatifler arası ekonomik seçimi belirleyen temel etkenlerdendir.
Yalnızca minimum gelir hesabı yapıldığından bugünkü değer hesabı için
işletmenin başlangıç yılı (2017) seçilerek kıyaslama yapılmıştır.
Tablo 1'de Görevli Şirketin alacağı
kümülatif toplam ele alındığında; mevcut durumda Görevli Şirketin 4.753.695.288 $ alacağı, 2012 yılı
kararlarının tersinde ise 5.229.613.910
$ alacağı görülmektedir. Dolayısıyla mevcut durumda şirketin az kazandığı
ve 2012 yılındaki Olur’da yer alan “Araç geçiş ücreti ayarlanması halinde
Görevli Şirkete; yukarıda sıralanan bedeller kadar az gelir bırakılmış
olacaktır” ifadesinin doğru olduğu sanılabilir. Lakin üçüncü yıldan itibaren
Görevli Şirketin bir hayli fazla gelir elde ettiği (minimum tutarda) görülmektedir.
Yani kısa zamanda daha fazla gelir elde edilmektedir. 26 yıllık 4.753.695.288 $ gelir ile 31 yıllık 5.229.613.910 $ gelirin
%7,71’lik faizle işletme başındaki tutara bakıldığında Görevli Şirketin
neden mevcut durumu istediği ve 10.12.2012 tarihli Olur'lardaki amaç anlaşılmaktadır. Mevcut durumun
bugünkü geliri 1.832.388.306 $ iken 2012 sütununda bugünkü gelir
1.694.938.648 $’dır. Görevli Şirket ve tabii ki bakkal hesabı yapan İdare, verilen kararlarla Görevli Şirketin %8 oranında daha fazla kâr elde edeceğini,
halkın/devletin ise daha fazla zorlanacağını bilmektedir.
AYGM yukarıdaki tabloyu
hazırlayabilecek kapasitede teknik bir kurumdur. Kaldı ki lisans öğrencisi bir
mühendis dahi tabloyu hazırlayabilir. Tabloda garanti edilen araç sayıları
sözleşmeden ileri gelmektedir. Ücretler 2020 yılına kadar gerçekleşen değerler
olup, 2020 yılından sonra ise Amerika’daki ortalama enflasyon (1990-2018) oranı
kullanılarak bulunmuştur. Bunların çarpımını, toplamını ve bugünkü değer hesabını ise
excell halletmektedir. Peki, AYGM neden Olur’un hesap raporunda beceriksizce
hatalar yapıp Görevli Şirketin daha az gelir bıraktığını iddia etmiştir? AYGM,
Görevli Şirket çıkarlarına uygun davranıp geçiş ücretini arttırmak için her türlü
çirkinliği yapabilen bir kurumdur. Aksi bir düşüncesi olan varsa AYGM’den 10.12.2012-020555
sayılı Olur eki hesap raporunu isteyip analiz etsin ya da o hesap raporuna imza
atan ve 2014 seçimlerinde AkParti ilçe belediye başkanı seçilen şahıstan mantıklı
bir izah istesin…
YİD Modellerinin Başarısız Yönetimleri
1994 yılından yürürlüğe giren 3996
sayılı Kanundan görüleceği üzere “ileri teknoloji VE yüksek maddi kaynak” gerektiren işlerin
yapımının sağlanması için YİD modellerinin yapılması hedeflenmiştir. Ancak YİD modellerinin
siyasi hedeflerle halka hizmet anlayışından uzaklaşması, teknik ve ekonomik
gerekçelerin öneminin kalmaması, idarelerin Görevli Şirket çıkarlarını
düşünerek hareket etmesi sonrasında YİD modeli Görevli Şirkete Gelir Sağlama (GŞGS)
modeline dönüşmüştür. Devlet bu istikamette yol aldığından 2008 yılındaki Kanun
değişikliğiyle “ileri teknoloji VEYA
yüksek maddi kaynak” gerektiren işler için de YİD modeli kullanılmaya, “devletin kasasından
para çıkmadan yapılıyor” gibi enterasan cümlelerle proje maliyetinden kat be
kat fazla yükümlülükler üstlenmeye başlanmıştır.
Ne yaptığına bakmayan, ne
yaptığını denetlemeyen devlet; ne yaptığının farkında olmadığından halkın
ödeyemeyeceği ücretleri belirlemiş, ihtiyaç olmayan veya anlamsız büyüklükteki
projeler yüzünden gerçekleşmeyen garantilerle devletin kasası boşalmaya başlamıştır. Üstelik
M. Cahit Turhan gibi bir bakan yapım aşamasında gerçekleşen art niyetler, basiretsizlikler
yetmiyormuş gibi Avrasya Tünelinde kamu zararına yol açan bir karar almış,
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile bazı YİD modellerinde ise Görevli Şirketlere
çıkar sağlamak için yolsuzluklara imza atmıştır. Haliyle kamu zararı konusu ve
ileride açıklanacak yolsuzluk konusu da örtbasa takılmıştır.
Bu ve bir önceki yazıdan
görüleceği üzere geçiş ücretleri Görevli Şirket çıkarları düşünülerek art
niyetli kararlarla arttırılmıştır. 2007 ve 2012 yılındaki yalnızca üç kararı
halk ve devlet çıkarları düşünülerek alınması suretiyle aynı miktar garantiye karşılık gerçekleşen ücretlerin yer aldığı Tablo
1 en bariz başarısızlık göstergesi olarak karşımızdadır. 2019 yılından
itibaren 2007 sütunundaki ücretler mevcut durum ücretlerinin %61,50’si kadardır. Yani İdare üç kararında halk ve devletin çıkarlarını düşünseydi
İstanbullu mevcut ücretin %38,50’sini ödemeyecekti. Örnek olarak 2020 yılında
geçiş başına 5,66 $ (36,40 TL) yerine 3,48 $ (22,40 TL) üzerinden ücret ödemesi
yapılacaktı. Ancak İstanbullunun bu saatten sonra yapabileceği tek itiraz 5,66
$ içinde Avrasya Tünel dolandırıcılığına konu enflasyon uyarlamasıdır. Geri kalan kısmı ödeyebilen Avrasya Tünelini
kullanabilecektir. Görevli Şirket, ücretlerin bu kadar fahiş tutulduğu için
başta Ahmet Arslan olmak üzere Binali Yıldırım ve Recep Tayyip Erdoğan’a
müteşekkir olsa bile rezaletlerden habersiz halk, anca ilgilileri dilediği
biçimde yâd etmek durumundadır.
Buraya kadar yapılan karşılaştırmalar
sadece devletin verdiği araç geçiş garantisine bağlı garanti bedelleridir.
Garanti fazlası araç geçişleri ve
bunların sözleşme koşullarına göre ödeme şartları maksimum ve minimum gelirleri arasında ciddi bir farka (amaç) neden olmaktadır. İdare isteği ile indirim
olduğu takdirde Görevli Şirket garanti fazlası araç geçişlere ait bedelin
%70’ini her halükarda alacaktır. Tablo 2'de İdarenin halkı düşünmesi ile
mevcut durumların kıyasında Görevli Şirketin maksimum ve minimum gelirleri
verilmiştir.
Tablo 2: Avrasya Tüneli Maksimum
ve Minimum Gelirleri
Tablo 2’den görüleceği üzere
Görevli Şirketin mevcut durumda maksimum geliri 7.308.532.931 $ olarak
şekillenmiştir. Ücretlerin fahiş olması nedeniyle halk hizmetten
faydalanamadığından Görevli Şirket çoğunlukla minimum gelir ile yetinmek
durumundadır. 2017 ve 2018 yılları ile şu anki geçişler göz önüne alındığında
2020 yılında araç geçiş garantisi kadar bedel Görevli Şirkete ödenecektir. 2019
yılında ise kamu zararı göze alınarak (aslında seçim nedeniyle ne yaptıklarını
bilmemektedirler) İdare isteği ile indirim gerçekleştiğinden Görevli Şirket
minimum gelirden daha fazla bir gelir elde etmiştir.
Devlet bunca yanlış yapmasına
karşın yukarıdaki tablolardan ve ne yaptığından haberi yoktur. Avrasya Tüneli
projesinde çalışmış olduğumdan yukarıdaki tablolar karar alma süreçlerinde de
projede çalıştığım dönemde de bilinmemektedir. Karar alma süreçlerinde mutlaka
yapılması gereken çalışmalar (ücret, garanti ve yükümlülük boyutlarının
bilinmesi) yapılmamış, daha sonra da şahsım dâhil hiç kimse merak etmemiştir.
Ancak 2019 yılında Doküman’da bahsedilmesine, 13.03.2020 tarihli suç
duyurusunun açıklamaları olmasına karşın devlet, YİD modellerinde ne türlü art
niyetli kararlar alındığını, kamunun nasıl zarara uğratıldığını, yolsuzluğun
nasıl yapıldığını, Görevli Şirketlerin öz kaynak yükümlülüğünü ihlal ederek
ceplerinde hiçbir eksilme olmaksızın milyarlarca dolarlık geliri nasıl elde
ettiğini umursamamıştır. Devlet (savcılık), onlarca yapılan yanlışa bir de
çeşitli suçları örtbas ederek mütemadi suçların gerçekleşmeye devam etmesine rıza
göstermektedir. Savcılığa verilen nottan alıntılayacak olursak “devlette
öylesine basiretsiz bir yaklaşım var ki, halkı düşünen kararlarla ‘Görevli
Şirkete 1.692.027.279 $ kadar garanti verelim, halk daha ucuz ücretle geçsin’
denilebilecekken halkı düşünmeyen kararlarla ‘Görevli Şirket 7.308.532.931 $
kazanacağından devlet de garanti fazlası geçişten %30 gelir sağlamaktadır’
anlamına gelecek açıklamalar” yapıldığı gibi göz göre göre yolsuzluklar
yapılmaya devam edilecektir…
a.n.s. 23.56, 6.5.20.3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder